FOÇA´NIN TARİHİ ESERLERİ
ATHENA TAPINAĞI (İ.Ö. 6. yüzyılın başları)
|
Antik Phokaia kentinin ve bugünkü modern yerleşimin en güzel noktasında bulunan ve Ion dünyasının en eski tapınaklarından biri olan Athena Tapınağı, körfeze ve kente hâkim kayalık düzlükte yer alıyordu; bu nedenle buradaki tapınak kentin en önemli tapınağı, Athena da baş tanrıçasıydı. Strabon'dan tapınağın içindeki Athena heykelinin oturur durumda ve tahtadan yapıldığını öğreniyoruz. Athena ele geçen yazıtlar ve sikkeler üzerinde de yer alır. Doğu ? batı doğrultusundaki tapınak, kente doğru bakmaktaydı. Bu kayalık alanda aynı zamanda Anadolu'nun Ana Tanrıçası olan Kybele de saygı görüyordu. Nitekim Athena Tapınağı'nın bulunduğu kayalık düzlüğün kuzey yamacında, deniz kıyısında 1993 kazıları sırasında ortaya konulan Kybele Açık Hava Tapınağı bunu gösterir.
Ion düzeninde ve tüf taşından yapılmış ilk tapınak Roma döneminde mermerden yeniden yapıldı. Roma dönemi tapınağından günümüze fazla bir kalıntı ulaşmadı. |
KYBELE AÇIKHAVA TAPINAĞI
|
İ.Ö. 580 yılına tarihlenen yapıda, çeşitli büyüklüklerdeki beş nişte tanrıça Kybele´nin heykelleri ve kabartmaları yer alıyordu. Kayaya oyulmuş adak havuzuyla denizci fenerlerinin konulması için yapılan küçük nişler; denizden gelenlerin burada tapındıklarını gösteriyor. Kutsal alanın yaslandığı kayalık üzerindeki sur duvarları, duvar yapımının dört ayrı dönemini göstermektedir. Arkaik surlar, harçsız yapılmıştır. Roma dönemi surlarında kireç harcı kullanılırken; Ceneviz ve Osmanlı dönemi surlarında kireç harcı, kum, tuğla parçası ve kiremit tozlarından oluşan Horasan Harcı kullanılmıştır.
Athena´nın kökeni Babilli Kraliçe Izdar´a kadar gider. Kybele Anadolu´nun tanrıçasıdır. Kybele, Arkaik dönemden itibaren çok saygı görmüştür. Yeldeğirmenli tepe ile İncir Adası´nda da kutsal alanlar vardır. |
ANTİK TİYATRO ( İ.Ö. 340 ?330 yılları )
|
Önceleri yeri bilinmeyen Phokaia antik tiyatrosu, 1991 yılının yaz mevsiminde yapılan kazılarda ilk kez ortaya çıkarıldı. Kazılar Cavea (oturma basamakları) ve kuzey analemma duvarında (çevre duvarı) yapıldı. Cavea kazılarında Foça'nın yerel taşı olan tüf taşından yapılmış dört sıra oturma basamağı ortaya çıkarıldı. Bu oturma sıralarının üzerine kazılmış Hellenistik döneme ait bir yazıt, tiyatronun Roma döneminden önce yapıldığını ortaya koyar. Cavea'nın bir bölümünün üzerinde ve orkestrada rastlanılan Roma dönemine ait mezarlar ile geç Roma dönemine ait seramik atölyelerinin çöplükleri, tiyatronun bu zamanlarda terk edilmiş olduğunu gösterir.
Kazısı henüz tamamlanmamış olan antik tiyatronun oturma basamaklarının profili, analemma duvarının stili ve kazılar sırasında ele geçen sikke ve seramik parçaları, tiyatronun Büyük İskender döneminde, İ.Ö. 340?330 yıllarında inşa edilmiş olduğunu ortaya koyar. |
MEGARON (İÖ 7. yüzyıl 2. yarısı)
|
Antik kentin ve modern yerleşimin kuzey bölümünde, 1995-1996 yıllarında yapılan kazılarda 260 m2'lik küçük bir parselde bulundu. İ.Ö. 7. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen megaron, Foça'da ele geçmiş tam plan veren en eski yapıdır. Doğu-batı doğrultusunda uzanan yapı batıya bakmaktadır.
Yaklaşık yüz yıl kullanılan yapı İ.Ö. 5. yüzyılın başlarında terk edilmiştir. Önünde iki sütunlu bir ön odası vardı. Ön oda ve arka büyük oda arasında ince bir ara bölüm yer alır. Buradan yapının ana yaşama mekânına geçilir. Yapının kuzeyinde taş döşeli bir bahçe yer alıyordu. Megaron büyük olasılıkla kiremitli bir beşik çatıyla örtülüydü. Bu nedenle iki dar tarafta birer alınlık olmalıydı.
Bu alan İ.Ö. 5. yüzyılın başlarından yaklaşık İ.Ö. 425 tarihlerine kadar nekropolis(mezar alanı) olarak, sonraları önce kiremit, ardından seramik üreten bir atölyenin çöplüğü olarak kullanıldı. Megaron alanı son olarak yine nekropolis olarak kullanıldı. Bu alanda Hellenistik ve Erken Roma dönemlerinde tüf taşından yapılmış lahitlerle doğrudan gömüye rastlandı. |
ARKAİK DÖNEM KENT DUVARI (HERODOT DUVARI) (İ.Ö. 590 ? 580 yılları)
|
Phokaia'nın en eski kent duvarı, Hellenistik döneme ait Maltepe Tümülüsünün içerisinde, 1992 yılı kazı çalışmaları sırasında çıkarıldı. Tarihin babası olarak isimlendirilen Halikarnassoslu Herodot'un dokuz kitaptan oluşan eserinde çok sık sözünü ettiği duvarın bu duvar olduğu anlaşıldı (Herodot I:163): Bunun için bu kent duvarı " Herodot Duvarı " olarak da anılır. Dıştan bir payanda ile desteklenen kent duvarı, tüf taşından dikdörtgen biçimde düzgün bloklarla ince ve kalın taş sıralarından oluşturulmuş olup, özgün yüksekliğinin 15 m. kadar olduğu sanılıyor.
Yapılan araştırmalar sonucunda, uzunluğu 5 kilometreden daha fazla olan bu kent duvarının, Athena Tapınağı ve Liman Kutsal Alanının yer aldığı yarımada ile kentin doğusundaki Tiyatro Tepesi ve diğer tepeleri de çevirmiş olduğu saptandı.
Bu denli uzun kent duvarları, bugünkü "Batı Uygarlığı"nın temellerini atan önemli İonKentleri'nden biri olan Phokaia'nın İ.Ö. 6. yüzyılın ilk yarısında dünyanın en büyük kentlerinden olduğu gerçeğini ortaya koyar. |
SİREN KAYALIKLARI
|
Orak adası Foça'nın kuzeybatı açıklarında yer alır. Bu adanın doğusunda Kybele kültü ile ilişkili açık hava tapınağı vardır. Arkaik dönemde oluşturulduğu sanılan bu açık hava tapınağı antik çağda daha geç zamanlarda taş ocağı olarak kullanılır. Adanın bu kıyılarında yer yer başka antik dönem taş ocaklarına da rastlanır.
Orak adasının batısında doğa harikası "Siren Kayalıkları" bulunur. Volkanik püskürme sonucu oluşan bu kayalıklar zamanla dalga aşındırması, rüzgâr ve yağmur gibi olayların etkisiyle bugünkü biçimini almıştır. Peribacalarını andıran bu kayalıklar içinde yer alan mağaralar, Ege denizinde görülen Akdeniz Foklarının en önemli barınaklarından biridir. Homeros'un Odysseia Destanı'nın on ikinci bölümünde geçen ve efsanelere konu olan bu ad, tüf taşı kayalıklar arasında dolaşan rüzgâr sesinin Siren sesine benzemesi nedeniyle verilmiş olmalıdır.
Sirenler (Seirenler), kadın başlı, kuş gövdeli mitolojik yaratıklardır. Benzerleri Harpyalar gibi ölüm perileridir. Ancak Sirenler Harpyalardan farklı olarak ölümün içine aşkı da katarlar. Güzel sesleri ve ezgileriyle aşk özlemlerini ortaya koyarlar. |
DIŞ KALE
|
1698 yılında yapılan kaleden geriye pek bir şey kalmamıştır. İç kısımda Türk hamamının kalıntısı vardır. |
MOZAİKLER
|
Son dönemdeki kazılarda Arkaik, klasik, Helenistik ve Roma dönemine ait yerleşim katları ortaya çıkarılmıştır. 1993´teki kazılarda çıkarılan İ.S.5-4 yy. tarihlenen Roma dönemi villasının taban mozaiklerinden biri hasarsızdır. Diğeri biraz ileride kısmen hasarlı olarak bulunmuştur. Sağlam kısmı restore edilip İzmir Arkeoloji Müzesi´ne konmuştur. |
TAŞ EV
|
Foça´nın 7 km. kadar doğusunda kuru bir dere yatağı kenarında, İ.Ö. 4.yy. tarihlenen, Lydia / Lycia geleneğinde; Pers etkisi altında kalınarak yapılmış bir mezar anıttır. |
ŞEYTAN HAMAMI
|
Antik Çağ´da kayalar oyularak yapılmış bir aile mezarıdır. Mezar uzun bir yol ve iki mezar odasından oluşmuştur. Yapılan kazılar sırasında bulunan seramik, mezarın İ.Ö.4. yy.a ait olduğunu ortaya çıkarmıştır. |
SUR VE BEŞKAPILAR
|
Beşkapılar, Osmanlı dönemi kalesinin kayıkhane bölümüdür. Buradaki yazıta göre Kanuni Sultan Süleyman zamanında 1538-1539 yıllarında onarım görmüştür. Beşkapılar, 1983 ve 1994 yıllarında restore edilmiştir. Şehrin etrafını çevreleyen surların en iyi korunmuş bölümleri, yarımada üzerindeki Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait onarımlardır. Beşkapılar´da bilimsel kazılar yapılmaktadır. |
YEL DEĞİRMENLERİ
|
Foça´ya gelirken indiğiniz yokuşun solunda yer alan dağdır. Top Dağı ve üzerinde tarihi yel değirmenleri vardır. Artık yıkılmaya yüz tutmuştur ama hem tarihi anımsatır size hem de güzel bir manzara yaşatır Yakın zamanda yel değirmenlerinin yenilenmesi planlanmaktadır. |
FATİH CAMİİ
|
Foça´nın Türk dönemine ait en önemli yapısıdır. Yapıda iki kitabe vardır. Avlu kapısındaki kitabe 1531 tarihlidir. Kitabeye göre Avlu Kapısı Mustafa Ağa adlı bir kişi tarafından yaptırılmıştır. Ana giriş üzerindeki kitabeye göre de Kanuni Sultan Süleyman´ın emriyle yeniden inşa ettirilmiştir. Kitabelerden, caminin Foça´nın fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılarak 1531 yılında bir avlu ile çevrelendiği, daha sonra Kanuni Sultan Süleyman´ın emri ile ancak onun ölümünden sonra 1569-1570 yıllarında yeniden inşa edildiği anlaşılmıştır. |
HAFIZ SÜLEYMAN MESCİDİ
|
Giriş açıklığı üzerindeki kitabeye göre 1548´de Foça Kalesi dizdarı Kurt Hacı Mustafa tarafından inşa ettirilmiştir. Günümüzdeki şeklini 18-19.yy.da almıştır. 1917´de ibadete kapanan mescit 1992´de yeniden açılmıştır. |
OSMANLI MEZARLIĞI
|
16.yy.dan 19.yy.ın sonuna kadar gömüye açık olduğu anlaşılmaktadır. Mezar taşlarında gül, selvi ağacı, üzüm salkımları, nar, hurma ve stilize edilmiş birçok bitkisel motif yer almaktadır. |